18 Temmuz 2011 Pazartesi

Bir filmdi, hayır hayır, kısa film.

bir film, yazı. kelime dizini. her neyse.

Onu izlediğimde içim karardı. gerçek kimliğimi bulmaya çalıştığımı hatırladım. Kim olduğumu birden yine unuttum. Biliyordum, kim olduğumu biliyordum fakat, sonra. Bir anda unutuverdim. Amacımın ne olduğunu, ne sevdiğimi, ne sevmediğimi, neyden nefret ettiğimi, neyin fanı olduğumu... unuttum.

Kafamda tavırlarımı oturtmuştum. Nasıl bir insan olabileceğimi biliyordum. Her 3 dakikada bir burnumu kaşırdım. Konuşurken sıkılırsam ellerimi saçlarıma geçirirdim. Kahkullerimi sürekli geriye doğru tarardım ve güneşi hiç sevmezdim. Evet, bunlar benim sürekli yaptığım işlerdi.

Yemek seçerdim, otçuldum. Et yemezdim, daha sonra onu izledim ve kafam karıştı. Ve kim olduğumu unuttum. Evet unuttum. Vesi yok. Kim olduğumu baştan bulmak zorundayım.

Ne severim artık bilmiyorum. Neyden nefret ederim, bekletilmeyi sever miyim? Okulu sever miyim? Arkadaşlarımla aram nasıl? bir arkadaşı mı yoksa grup zihniyetini mi severim? nasıl giyinirim? ne yerim?

Unuttum.

Şizofren birinin hikayesiydi, bir filmdi. Evet, bir filmdi. Hayır, kısa bir filmdi. Güzeldi, karışıktı. Şizofrenikti. O gitti diyordu. Sürekli o gitti. Daha sonra hastalıktan bahsetti ve ... yine o gitti demeye devam etti.

Erkek arkadaşından bahsediyordu ve sesler duyduuğunu. Bu yüzden geceleri uyuyamadığnı. Güzel bir kadındı, dertleri vardı ama güzeldi. İyi bir insan olduğunu söyleyip duruyordu.

O gitti. Hasta insanlar var, beyaz duvar örüldü. Artık kimse hastalanmayacak. Virüs.

Hatırladığım tek şey bunlar. Yine kim olduğumu bulmam gerek. O kadın gibi mi olacağım yoksa? Bi şizofren? Karanlıktan eskisi kadar korkacak mıyım? Bilemiyorum, ama sanırım artık ben de uyuyamıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder